Make your inbox happier!

Subscribe to Our Newsletter

Yeni Doğan Bebekleri̇n Günlük Yaşamı

Uyku: Yeni doğan, 16-20 saat gibi, zamanının büyük bir kısmını uykuda geçirir. Yeni doğan üzerinde çalışan araştırmacılar, uyku ve uyanıklığın değişik hallerinden bahsederler. Bunlar gün boyu dönemler halinde birbirlerini izler. Çoğu bebek, derin uyku, hafif uyku, açlık ve uyanıklık dönemlerini sırasıyla yaşar. Bunlardan sonra bebeğe ağırlık basar ve tekrar ağır uykuya geçer. Bu olay her …

Uyku:

Yeni doğan, 16-20 saat gibi, zamanının büyük bir kısmını uykuda geçirir. Yeni doğan üzerinde çalışan araştırmacılar, uyku ve uyanıklığın değişik hallerinden bahsederler. Bunlar gün boyu dönemler halinde birbirlerini izler. Çoğu bebek, derin uyku, hafif uyku, açlık ve uyanıklık dönemlerini sırasıyla yaşar. Bunlardan sonra bebeğe ağırlık basar ve tekrar ağır uykuya geçer. Bu olay her iki saatte bir tekrarlanır. 6. haftadan itibaren bebek bu dönemlerden iki veya üçünü uyanıklık haline gelmeden yaşar. Bu da bebeğin gece boyu uyuması anlamını taşır.

Uyku, hayatın sıkıcı bir parçası gibi görünse de, özellikle düzenli gece uykusunun çocuğun gelişimi açısından yararı büyüktür. Bu nedenle çocuğun uykusundaki düzensizliğin, bir hastalık ya da problemin göstergesi şeklinde değerlendirilmesi ve çocuk hekimine danışılması gerekir. Gelişim hızı her bebekte farklılık gösterdiği gibi, uyku süresi de değişir. Bazı bebekler, sorunları olmasa da daha az uyur, diğer bebekler ise daha uzun uyur. Bu, her bebeğin uyku ihtiyacının farklı olduğu anlamına gelir.

Yaşamın ilk haftasında rastlanan ve uyku sırasında bebeklerde görülen kendiliğinden gülme, sinir sisteminin kendiliğinden boşalma işlevi olarak ortaya çıkmaktadır.

ÇOCUĞA NASIL YARDIMCI OLUNABİLİR?

  • Çocuğa rahat bir uyku mekânı hazırlayın.
  • Uykuyu engelleyen bir sıkıntısı varsa ortadan kaldırmaya çalışın.
  • Gece uykusuzluklarını anne ve baba olarak dönüşümlü şekilde karşılamaya çalışın. Aksi halde tüm geceyi uyanık geçiren ebeveynin ertesi günkü verimi düşecektir.
  • Kucaklamak suretiyle sık sık fiziksel temas kurmaya özen gösterin. Kuracağınız tensel temas, bebeğinize güven verecektir.
  • Yeni doğanı kendi yatağında uyutmaya, anne-babanın yatağına almamaya özen gösterin. Bazı anne ve baba, hasta olduğu zaman çocuğu düşünerek, bazıları da bebeğe dokunarak uyumayı tercih ettiğinden birlikte uyumayı yeğler. Böylelikle de yıllar boyu sürebilen sağlıksız bir uyku alışkanlığı oluşur.
  • Ayakta, beşikte, salıncakta sallamak gibi ilkel bir yöntem kullanarak uyutmaya çalışmaktan kaçının.

Yeni Doğan Bebekleri̇n Günlük Yaşamı

Ağlama:

Bebeğin acı, kızgınlık ve açlık belirtmek için çok değişik ve çeşitli ağlama repertuarı vardır.

Genelde açlığı belirten, esas ağlama bir ritme sahiptir: ağlama, sessizlik, nefes, ağlama, sessizlik, nefes.

Kızgınlık belirten ağlama daha yüksek ve keskindir. Mırıltı ve iniltilerle başlayan normal ağlamanın tersine acı duyduğunu belirten ağlama daha ani ve canhıraş bir şekilde başlar. Aslında bu genel çizgilerin dışında tüm bebekler tam olarak aynı şekilde ağlamazlar. Anne-baba da bu farkları öğrenmek zorundadır.

İki haftalıkken başlayıp, 3.-4. haftada kaybolan bir ağlama türünde yeni doğan, günde üç saat veya daha fazla süren şiddetli ağlama nöbetleri yaşar. Fiziksel bir soruna bağlı olan ağlama, normal bebek ağlamasından farklıdır. Bebek, sorununa iliş- kin sinyal verir.

Bir iletişim biçimi olan ağlamanın en önemli işlevi, bebeğin bir üzüntü ve sıkıntı içinde olduğunu yansıtmasına fırsat vermesidir. Yeni doğan bu yolla mesajını yetişkine kolayca iletmiş olur. Mesajı alıp kodu doğru çözen ve algılayan yetişkin, ağla- maya çok çabuk karşılık verip bebeğini kucağına alır, doyurur ya da altını temizler. Burada şu soru akla gelebilir. Ağlamaya çok çabuk karşılık vermek ağlamayı teşvik mi eder yoksa azalmasını mı sağlar? Yapılan araştırmalar, hemen müdahale edilen bebeklerde ağlamanın azaldığını göstermektedir. Geç müdahale edilen bebeklerde ağlama azalır, ancak müdahale artırır. Özellikle dinlenmeye yatırılmış bebeklerde derhal müdahale, ağlamayı artırır. Bu bulgular, bebeklerin ihtiyaçlarına göre müdahale şeklinin önemini vurgulamaktadır.

1.5-2 yaş ve üzerindeki çocuklarda erken müdahale, ağlamayı artırarak alışkanlık haline gelmesine neden olabilir. Çocuklar bu durumda ağlamayı bir alışkanlık haline getirebilirler. Erken müdahale, çocuğun ağlamayı çözüm olarak görmesine yol açar. Bu da sürekli ağlama davranışını pekiştirir. Çocuğun sakinleşmesi için beklemek, müdahaleden daha etkili olabilir. Bu yaş grubunda, çocuğun tüm ihtiyaçlarının karşılandığını düşünen ebeveyn, kısa süreli ağlamalarda da hemen müdahale yolunu seçtiği takdirde ağlamanın kalıcı olmasına ortam hazırlamış olur.

Bütün bunlar, müdahalede yaşın ve ağlama biçiminin ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

ÇOCUĞA NASIL YARDIMCI OLUNABİLİR?

  • Ağlayan çocuk sizinle iletişim kurmaktadır. Bebeğin ağlama yoluyla gönderdiği mesajı anlamaya çalışın ve bu mesaj doğrultusunda ihtiyacını, özellikle yeni doğan döneminde, hemen karşılayın. Bu yaklaşım, bebeğinizin güven duygusunu geliştirir ve ihtiyaçlarının hızlıca karşılanmasını sağlar.
  • Bu amaçla ağlamayı gelişigüzel değil anlamak ve kodu çözmek üzere dinleyin. İhtiyacın çözümü doğrultu- sunda gerekli önlemleri alın. Gerektiğinde çocuk hekimine, devamı halinde çocuk psikoloğuna başvurun.
Mevzu.Blog

Mevzu.Blog

Dijital dünyada ses getiren ve her kesimden okuyucunun ilgisini çeken benzersiz içeriklerle dolu bir viral dergi platformudur. Amacımız, hem bilgilendirici hem de eğlenceli içerikler sunarak okuyucularımıza değer katmaktır.
Keep in touch with our news & offers

Subscribe to Our Newsletter

Comments

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir