Ey peygamber! Bu tip insanlar, her birine ayrı ayrı özel birer sayfa /kitap verilsin diye kapris yapacaklar. Gerçekte bu istekleri doğru değil ve aslında onlar ahiretten de korkanlar değildirler. Halbuki bu Kur'an, öğüt veren ve anlaşıldığında düşündüren bir yol göstericidir /Tezkira. Arzu eden / içten istekli olan, O'nu anlayarak okur, üzerinde düşünür / Zikreder ve …
4. MÜDESSİR (74) 51-56. Ayetler

- Ey peygamber! Bu tip insanlar, her birine ayrı ayrı özel birer sayfa /kitap verilsin diye kapris yapacaklar.
- Gerçekte bu istekleri doğru değil ve aslında onlar ahiretten de korkanlar değildirler.
- Halbuki bu Kur’an, öğüt veren ve anlaşıldığında düşündüren bir yol göstericidir /Tezkira.
- Arzu eden / içten istekli olan, O’nu anlayarak okur, üzerinde düşünür / Zikreder ve doğru yolu bulmak üzere O’ndan öğüt alır / yararlanır.
*Bilindiği gibi Hem asırlardır Arap ırkının, hem de Yahudi veya Hıristiyan Arapların dili Arapça idi ve Kur’an ile indirilen ortak bir dil değildi, farklılıklar içeriyordu. Ve halen de böyledir. Örneğin Kur’an, çoğunlukla Arapça ise de ayrıca, İbranice, Süryanice, Farsça, Habeşçe, Nebatice, Berberice /Kiptice, Rumca ve hangi dilden olduğu çözülemeyen kelimeler içermektedir (Tekin Arif. Bilinmeyen Yönleri ile Kur’an. Berfin Yayınevi, İstanbul, 2013, 270-299).
*Kur’an, ilk çekirdek kişiler anlasınlar diye Arapça indirilmiştir. Daha sonra başka dil konuşan toplumlara din yayılınca, her toplumun ana diline tercüте edilmesi gerekirken, Arapça Kur’an’da ısrarcı olmak, hem Kur’an’ı meslek edinen bir grubun oluşmasına neden olmuş, hem de insanları İslâm’ı kabulden ve Kur’an’dan uzaklaştırıp Arapça bilenlere sınırlamıştır.
*Kur’an’ın her toplumun ana diline çevrilmesini istememektedirler. Kendi anlam kaydırmaları ve farklı yorumları ile kendilerine ihtiyaç olunmaması kaygısı nedeniyle istememektedirler. Kendilerini din adamı diye tanıtanlar bu endişeyi taşımaktadırlar.
*Hatta bu kişiler, bu çevirilerin Kur’an olamayacağını ileri sürerek insanları dinsel aydınlanmadan uzak tutmayı hedeflemektedirler. Yine bulundukları mezhebin görüşlerine uygun çeviriler yaparak da Kur’an gerçeklerini diğer insanlardan gizleme yolunu seçmişlerdir. Bu nedenle de mezhep veya cemaat, tarikat sayısına göre farklı çevirili Kur’anlar bulunmaktadır. Bu da birbirine uymayan ve çelişkili ifadeli Kur’an’lar oluşmasına neden olmuştur. Ve bu çelişkileri Kur’an’a yıkmaya kalkışanlar da bulunmaktadır.
*Osmanlıca, Arapça harfli, fakat Arapça bilenin de anlamadığı bir dildi. İran halkı, Farsça konuşur, Arap harfleriyle yazışır ve Kur’an’ı anlamazdı. Bu nedenle İran’ Selman-ı Farisi Hz. Muhammed’den Fatiha’yı Farsça okuma müsaadesi almıştır.
56. Ancak şu da bir gerçek ki, Dünya eğitimindeki puan durumları uygun olmayan insanlar O’ndan öğüt alamazlar. Dolayısıyla, takva sahibi ve af edilenlerden de olmazlar.
*Ayete göre demek ki, Kur’an’dan yararlanmak, isteğe, iyi niyete ve ön yargısız yaklaşıma bağlıdır. Ayrıca, kişinin dünya okulundaki başarısının puan uygunluğu da önemlidir.