Genel Bakış Haliç ile çevrili Süleymaniye Camii, İstanbul’un yedi tepesinden birinde yer alır. Kanuni Sultan Süleyman, olağanüstü mimari zarafete sahip bu caminin inşasını 1550 yılında başlatmış ve külliyesini 1557 yılında tamamlatmıştır. 1660 yılında çıkan bir yangınla hasar görmüş, ardından sütunları çimento ve boyayla kaplanmıştır. Süleymaniye Camii, şehirdeki en popüler camilerden biridir ve pek çok ibadet …
İstanbul’daki Süleymaniye Camii Hakkında

Genel Bakış
Haliç ile çevrili Süleymaniye Camii, İstanbul’un yedi tepesinden birinde yer alır. Kanuni Sultan Süleyman, olağanüstü mimari zarafete sahip bu caminin inşasını 1550 yılında başlatmış ve külliyesini 1557 yılında tamamlatmıştır. 1660 yılında çıkan bir yangınla hasar görmüş, ardından sütunları çimento ve boyayla kaplanmıştır. Süleymaniye Camii, şehirdeki en popüler camilerden biridir ve pek çok ibadet eden kişiyi ağırlar. Camii, mimari, aydınlatma ve akustik ses sistemi olmak üzere üç ana özellikle öne çıkar.
Süleymaniye Camii Özellikleri
Mimari
Süleymaniye Camii, büyük mimar Mimar Sinan’ın bir eseridir. Sinan, Süleymaniye Camii’ni “kalfalık eserim” olarak nitelendirmiştir. Bu cami, benzersiz mimari tarzı ve özellikleriyle dikkat çeker. Örneğin, cami aydınlatmasında kullanılan yağ lambalarının oluşturduğu is, kubbeleri kirletiyordu. Bunun önüne geçmek için Mimar Sinan, hava akışını yönlendiren is odaları inşa ederek isi topladı.
Bu isi kullanarak ilk mürekkep üretilmiş ve kütüphanedeki bazı kitaplar bu mürekkeple yazılmıştır. Bir diğer önemli mimari detay, caminin ilk olarak bir çalışma odası olarak tasarlanmasıdır. Elektrik olmadığı için cami 275 lamba ve mihrap etrafına yerleştirilen büyük mumlarla aydınlatılmıştır.
Ayrıca caminin merkezi kubbesini taşıyan iki sütun Baalbek’ten (Mısır ve Lübnan arasında bir bölge), diğer ikisi ise Türkiye’nin Afyonkarahisar ili olan Karahisar’dan getirilmiştir. Rivayete göre bu sütunlarla çevrili olan minberde, şeriat, tefsir, hadis ve tasavvuf gibi konularda halka bilgi veren bilim insanları ve hocalar bulunurdu. Caminin çevresinde ise medreseler, kütüphane, hamamlar, aşevleri, kervansaray, hastane ve dükkânlar yer alıyordu.
Akustik Sistem
Süleymaniye Camii’nin özel bir özelliği de akustik sistemidir. Mimar Sinan, vaazların her noktadan eşit şekilde duyulabilmesi için çalışmış ve bu sistemi oluştururken kubbelere yerleştirilen kaselerden faydalanmıştır.
Devekuşu Yumurtası ve Diğer Detaylar
Mimar Sinan, avizelerdeki lamba kaselerinin arasına devekuşu yumurtaları yerleştirmiştir. Ancak zamanla bu yumurtaların sayısı azalmış ve renkleri koyulaşmıştır. Sinan’ın bu yumurtaları kullanmasının sebebi, yerin akrep ve örümcek gibi haşerelerden korunmasını sağlamaktır. Caminin arka avlusunda Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem Sultan’ın türbeleri ile diğer önemli kişilerin mezarları yer almaktadır.
Mimar Sinan’ın Notu
Süleymaniye Camii son yıllarda çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Eğer önlem alınmasaydı, caminin tamamı kısa sürede çökecekti. Tüm ağırlık kemerlerin üzerindeydi ve kemer taşları zarar görmüştü. Taşların nasıl tamir edileceği bilinmiyordu çünkü konuya dair yazılı bir kaynak bulunmuyordu. Türkiye’nin tüm nitelikli mühendis ve tasarımcıları toplandı ancak herkes farklı bir görüşe sahipti ve bu durum kaosa neden oldu.
Sonunda, gizli bir delik keşfedildi. Delikten Osmanlı Türkçesiyle yazılmış bir not içeren bir kağıt parçası çıktı. Uzmanlar kağıdı inceledi ve gerçek olduğunu kanıtladı. Notun Mimar Sinan’a ait olduğu belirlendi.Sinan, tamir işlemlerinin adım adım nasıl yapılacağını detaylı bir şekilde tarif etmişti. Belirtilen adımlar birebir uygulandı ve Süleymaniye bu şekilde kurtarıldı. Bu mektup hâlâ Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilmektedir.