4/16- Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eşari (Radıyallahu anhu) anlatıyor: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Şüphe yok ki Allah (Celle celaluhu) gündüz günah işleyenlerin tövbe lerini kabul etmek için gece, gece günah işleyenlerin tövbelerini kabul etmek için de gündüz (Rahmet) elini açar. Bu hal güneş Batıdan doğana dek devam eder." 5/17- Ebu …
GÜNAHLARA TÖVBE ETMEK

4/16- Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eşari (Radıyallahu anhu) anlatıyor:
“Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Şüphe yok ki Allah (Celle celaluhu) gündüz günah işleyenlerin tövbe lerini kabul etmek için gece, gece günah işleyenlerin tövbelerini kabul etmek için de gündüz (Rahmet) elini açar. Bu hal güneş Batıdan doğana dek devam eder.”
5/17- Ebu Hüreyre (Radıyallahu anhu) anlatıyor: Resulullah (Sav) buyurdular ki: “Kim güneş daha batıdan doğmadan tövbe ederse Allah (Celle celaluhu) tövbesini kabul eder.”
6/18- Ebu Abdirrahman Abdullah b. Ömer b. el-Hattab (Radıyalla- hu anhuma) anlatyor:
“Hz. Peygamber (Sav) buyurdularki: “Şüphesiz izzet ve celal sahibi olan Allah, can bağaza gelmeden kulun tövbe sini kabul eder.” Hadis-i şerifi Tirmizi rivayet etmiş ve “Hasendir” demiştir.
7/19- Zirr b. Huheyş anlatıyor:
“Mestler üzerine meshetme konusunu sormak gayesiyle Safvan b. Assal (Radıyellahu anhu)’e gittim. Bana:
-Ey Zirr niçin geldin?” diye sordu.
-İlim öğrenmek için.
-Şüphesiz melekler ilim talebesinin arzusundan hoşlanarak ona kanatlarını sererler.
-Büyük ve küçük ihtiyaçtan sonra mestler üzerine meshetme konusu kalbimi kurcaladı da. Siz Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in ashabından bir nefersiniz ondan bu konuda bir şey işittinizmi diye size sormaya geldim.
-Evet dedi seferde olduğumuz zaman-Yada” Musafir iken”- Cünüp olmadığımız sürece üç gün üç gece mestlerimizi çıkartmamamızı bize emir buyururdu. Yani Büyük ve küçük abdest sonralarında, uyuduktan sonra da mestlerimizi çıkarmazdık.”
-Peki sevgi konusunda O’ndan bir şey dinlediniz mi?
Evet bir yolculukta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’le beraberdik. Biz sohbetinde bulunduğumuz bir sırada bir bedevi yüksek sesle “Ey Muhammed!” diye seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’de ona yakın bir sesle: “Gel” buyurarak karşılık verdi. Ben derhal Bedeviye döndüm ve: “Yazık sana sesini kıs. “Çünkü sen Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in huzurundasın. O’nun huzurunda böyle bağırman yasaktır,” dedim. Bedevi: “Vallahi kızmam” cevabını verdi. Bedevi ” Bir milleti seven fakat henüz içlerine girmemiş olan bir kimse hakkında ne dersin?” diye sordu.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem): “Kıyamet günü kişi sevdiği ile beraber olacak” buyurdu.
Safvan b. Assal sözlerini sürdürerek: “Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize Batı’da bulunan bir kapıdan bahsetti. Bu kapının eni kırk yada yetmiş yıllık yolmuş. Ya da (Ravinin şekki oluyor) bir atlı bir kapının enini kırk ya da yetmiş yılda kat edebiliyormuş.
Bu hadisin Şam bölgesi ravilerinden biri olan Süfyan (Rahmetullahi aleyh) dediki: “Allah-u Teala gökleri ve yeri yarattığı gün bu kapıyı tevbeye mahsus açık olarak yaratmıştır. Güneş buradan doğuncaya dek bu kapı kapatılmayacaktır. Bu hadisi şerif Tirmizi ve diğer hadis alimleri tarafından rivayet edilmiştir. Tirmizi hadisin sonunda: “Hasen Sahihtir” kaydına yer vermiştir.
Devamını okumak için tıklayınız….