(Örtünüp yatan, uyku kıyafetini giyen) 1. Ey gece örtünerek yatan / uyuyan / sıkılıp içine kapanan (Muhammed)! 2. Gecenin başlangıcında ilk döneminde kalk uyuma, 3. Yarısından önce bir vakitte kalk, 4. Kendine göre fazladan bir zaman ayırarak kalk ve Kur'an'ı anlaya anlaya, düşüne düşüne oku iyice öğren ve onları tertil et / sırala, 5. Çünkü …
3. MÜZZEMMİL Suresi (73) 1-5. Ayet
(Örtünüp yatan, uyku kıyafetini giyen)
1. Ey gece örtünerek yatan / uyuyan / sıkılıp içine kapanan (Muhammed)!
2. Gecenin başlangıcında ilk döneminde kalk uyuma,
3. Yarısından önce bir vakitte kalk,
4. Kendine göre fazladan bir zaman ayırarak kalk ve Kur’an’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne oku iyice öğren ve onları tertil et / sırala,
5. Çünkü Biz Sana çok ağır ve meşakkatli bir sorumluluk getirecek /öğrenmen ve öğretmen gerekli zorlu /etkileyici sözler / Kavlun Takiyl (Kur’an) vereceğiz.
*Bu ayetlerdeki mesaj, bütün insanları ilgilendiren bir mesajdır Ve Kur’an, bu açıklaması ile biz Beşerlere “Beni, bilmediğiniz, dolayısıyla anlamayacağınız ve düşünmeyeceğiniz bir dille telaffuz şeklinde okuyun, beni bu şekilde ezberleyin ve buna da Hatmetmek ismini verin” dememektedir. Dolayısıyla din denilen kuralları “Kur’an’dan anlayarak öğrenenler ve Kur’an’ı anlamadan okuduğu veya okumadığı için rivayetlerden öğrenenler” diye 2 grup insan oluşmaktadır. Gecenin, özellikle salât faaliyetlerine toplu halde sosyal yardımlaşma toplantıları (bazen namazlı veya namazsız dua ve /veya Kur’an eğitimli) için, insanın hem dinlenmiş ve sakin halde olması ve daha kolay konsantre olup beyinde oluşacak düşünce enerjisinin kayıt merkezlerine daha net ulaşımını kısmen bozan Güneş’in olmaması nedeniyle daha uygun olduğu ayrıca bu surenin 20 nci ayetinde Furkan-64, Neml-86, Isra-78, Hud-114, Rum-17-23, İnsan-25 ve Nur-58 nci ayetlerde de belirtilmiştir. Hz. Muhammed şunu söylemiştir, Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allahtan, dünya veya ahirete müteallik bir hayır talebi o saate rastlarsa, Allah dilediğini ona mutlaka verir. Bu saat her gecede vardır. Kütubu sitte-4575″. Konsantrasyon için de kişinin dinlenmiş olması ve fırsat bulmuş olması gerekmektedir. Yine konsantrasyonu olumsuz etkileyecek “sayı sayma” meşguliyetinde de olmaması gerekir.
Çünkü Kur’an, hızlı okumayı değil, anlaşılmasını ve üzerinde düşünülmesini istemektedir,
Biliyoruz ki Kur’an’ı okurken kabul görecek ve ilâhî kaydımıza gidecek olumluluk, okuduğumuz kelimenin kuru kuru okunuşu, makamı veya frekansı değil, okunanın anlaşılması ve anlaşılanın düşünülmesi sırasında beyinde oluşan düşünme enerjisidir. Dolayısıyla da Kur’an’ın anlayarak okunması temel hedef olmalıdır ki üzerinde düşünebilip öğrenelim, benimseyelim ve davranışlarımıza, hayatımızı yönlendirmeye yansıtabilelim. Kur’an’ı anlayarak okumaya ilişkin Hz. Muhammed’e atfedilen şu söz bulunmaktadır; “İki kişiye karşı hased caizdir: Birincisi o kimsedir ki, Allah kendisine Kur’an-ı Kerim’i nasib etmiştir, o da onu, gece ve gündüz boyu anlayarak okur ve ikame eder /O’na göre yaşar. İkincisi de o kimsedir ki, Allah Teala ona mal vermiştir de, o da gece ve gündüz (hak yolda) infak eder. İbnu Ömer-Kütubu Sitte-1661”. Burada belirtilen Kur’an’ı okuma ile ilgili 2 şart dışındaki diğer 5 şart için Temel Kavramlara bakınız. Kur’an’ın anlayarak okunması için kolaylaştırılmış olduğu Kamer suresinin 17, 22, 32 ve 40 ncı ayetlerinde, okunursa herkesin kapasitesine göre mutlaka anlayacağı da A’la-9 ncu ayette vurgulanmıştır.
*Büyük Selçuklu Devletinin Devletinin Nizamiye Medresesinin Başkanı olan Gazali, “Herkesin akıl, kabiliyet ve anlayışına göre (Islâm ‘ın esasına muhalif olmaması kaydı şartıyla) Kur’an’dan mana çıkarması caiz görülmüştür” diyerek, Kur’an’ın her seviyedeki kişi tarafından okunup anlaşılmaya çalışılmasını desteklemiştir. Yine Gazali, “Kur’an-ı Kerim’in esrarını, herkes ilimdeki derecesi, kalbinin safiyeti, manasını düşünmekteki imkânları ve sarfettiği gayreti nesbetinde anlar.” diyerek,”Kur’an’ın her okuyanın anlayışına hitap ettiğini vurgulamıştır. (İmam Gazali. Ihyau ‘Ulumi’d-din. C. 1, 4. Bab, s. 826 ve 838).
